- 21.05.2015 00:00
Gerede’nin Samat KöyündenMehmet Kayış, 1326 (1908) Samat Köyü doğumludur. Askerlikten önce köyde azalık yapmış ve aza iken Ankara-Sarıkışla’ya asker olarak gider. O dönemin Muhtarı da Ali Yiğitbaş’dır. Mehmet Kayış, Sarıkışla’da nalbant çavuşu olarak görev yaparken, Encümen Azasının Çatacık mevkiini avlattırıp sonra da sahip olmak istediğini duyar ve bunu hazmedemez. Daha evvel merasimlerde, Başbakan İsmet İnönü’yü birkaç defa gördüğü için “Ben nasıl olsa Başbakanı tanıyorum, gidip Başbakana bu durumu anlatayım” diye düşünür.
Çarşı iznine çıkınca, Başbakanlığa gider ve içeri girmek isteyince, nöbetçi asker mani olur. Nöbetçi askerle münakaşa ederken, içeriden eli arkasında olarak kapının önünde gezinen bir adam kapıyı açar ve “Ne oluyor?” diye sorar. Nöbetçi asker “Bu asker, ben Başbakan İnönü’yle görüşmek istiyorum diyor” deyince, içeride gezinen adam “Gelsin” der.[1]
Mehmet Kayış, başbakanlık kapısından içeri girer. İnönü’nün kapısı açık olduğundan İçeride İnönü’yü görünce hemen yanına varır ve köyde olup bitenleri anlatmaya başlar. Bu anlatılanları dışarıda dinleyen, kapı önünde gezinen Mustafa Kemal hemen içeri girer, yumruğunu masanın üzerine vurarak “İsmet, biz bu vatanı bunun için mi kurtardık? Hemen Bolu Valisini ara ve hakkında araştırma yapsın” der.
Hemen Bolu Valiliği’ne telgraf çekilir ve Mehmet Kayış’a da “Sana yirmi gün izin verdik, memleketine git” derler.
Mehmet Kayış yürüyerek Sarı Kışlaya gelip, komutanına durumu anlatır. Komutanlar gülüşerek eğlenmeye başlarlar, inanmazlar. Mehmet Kayış, komutanlarının yanından ayrıldıktan sonra, izinsiz olarak askeriyeden çıkıp Başbakanın yanına tekrar gelir ve komutanlarının kendine inanmadıklarını ve kendisine izin kâğıdı verilmesini söyler.
İnönü hemen kendisine bir izin kâğıdı yazıp imzalayarak verir. “Bunu komutanlarına ver seni gönderirler” der.
Mehmet Kayış kışlasına gelip komutanlarına, Başbakanın verdiği kâğıdı gösterince komutanlar, Mehmet Kayış’ı izine gönderirler.
Mehmet Kayış köye geldiğinde, encümenin tevkif edildiğini ve köyde dedikodunun alıp yürüdüğünü görür. Ertesi gün de Gerede’den askerler gelip avlanan yerleri tamamen yıkıp dağıtırlar.
Mehmet Kayışın izni bitip Ankara’ya döndükten sonra Başbakan’a; köyde olup bitenler hakkında malumat verir ve ondan sonra da kışlasına dönüp askerliğini tamamlar. Teskeresini alıp köyüne gelerek köyde ihtiyar heyeti azası olur. Sonunda Çatacık mevkiini de köylü, tarla olarak paylaşırlar.
[1] Gezinen adam, gök gözlü bir adamdı. O da Mustafa Kemal’miş. Ben bilmiyordum, sonradan öğrendim, derdi.
Yorum Yap