‘Her hafta lig yeniden kurulur,

 Her maç taze bir umuttur.’ Diyoruz, ümitlerimizi taze tutmaya çalışıyoruz,

Ama

Bir bakıyoruz ki, her hafta sonu tabir-i caiz ise ‘Benim oğlum bina okur, döner döner yine okur.’ Deyiminden öteye gidemiyoruz.

Yani

Her hafta, bir hafta önceki haftayı tekrarlıyor.

Ve maç sonu da klasikleşmiş Türk Deyimi olan, ’Önümüzdeki maçlara bakacağız.’ ninnisi ile camiayı resmen uyutuyoruz.

Oynanmamış 9 maç, dağıtılmamış 27 puan var.

6. Sırada olan Şanlı Urfaspor ’un  42 puanı var, bizim ise 32…

Aramızdaki puan farkı da 10…

Yani onlar 3 maç kaybedecek, biz 4 maç kazanacağız ki onların önüne geçeceğiz,

Şanlı Urfaspor dan sonra gelen 40 puanlı Samsunspor’u, saymıyorum bile.

Bu ne demek?

Matematiksel olarak şansımız sürse de, maç kazanma devamlılığımızın olmaması nedeni ile ilk 6 zor.

Küme düşme sınırına bakıyoruz, Manisaspor’un 23 puanı var,

Yani aramızda ki puan farkı 9…

Matematiksel olarak ihtimal bulunsa da,

Kadro derinliğimizin düşme sınırında bulunan takımlardan daha iyi olması,

Düşme noktasında bulunan takımların maç kazanma devamlılıklarının olmaması,

İkili averajlardaki üstünlüğümüzü de düşünecek olursak Boluspor’un küme düşmesi de zor.

Yani şu an için PTT 1. Lig’in en rahat takımlarından biri Boluspor…

İlk yarı için Boluspor’a söyleyecek bir sözümüz olmaz,

Çünkü kadro derinliğimiz yok idi, kimse bir şey söyleyemez idi

Ama ikinci yarı için öyle mi?

Ne yazık ki Boluspor’un yapmış olduğu transferler ile şu an itibari ile bulunduğu sıralama doğru orantılı değildir.

Stratejik önemi olması gereken transferlerden yalnızca Luiz katkı sağlamıştır. Diğer transferlerden ise beklenen verim alınamamıştır.

Ve amacı olmayan bir sezon geçirilmektedir.

Yani

Boluspor hem ilk altı, hem gelecek sezonun oturmuş kadrosunu şekillendirme, hem de alt yapıdan gelen futbolcuları değerlendirme, borç yükünü hafifletme hedefleri, sadece sözde kalmıştır.

Ancak şu an,

Ah etmenin vah etmenin zamanı da değildir.

Önemli olan geride kalan insanlar olarak, yarınlar için sağlıklı kararlar vermek,

Ve

‘Akıllı insanlar kaybederken bile kazanmasını bilenlerdir.’ Sözünü hatırlamak olmalıdır.

Bizim için kaybederken kazanmak ise,

Borç yükümüzü hafifletmek,

Bundan sonraki maçlarımızda istediğimiz verimi alamadığımız futbolcuları ve kiralıkları birer ikişer dinlendirmek,

Yerlerini de yeterince şans veremediğimiz ama gelecek sezon beraber olacağımız futbolcularla, alt yapıdan gelen ya da gelecek olan çocuklarımızla doldurmak olmalıdır.

Yani gelecek sezonun planlamasının şimdiden düşünülmesi, Boluspor’un geleceğinin daha iyi olmasına katkı sağlayacaktır.