- 29.01.2015 00:00
Genel seçimlere dört aydan daha az bir zaman kalmasına rağmen ülkemizin en köklü siyasal geleneğinin partisi olan saadet partisi bu seçimler de, de cazibe merkezi olmaktan uzak bir tutum izlemekte ısrar ediyor.
İktidar partisindeki ahlak yozlaşma, iktidar yıpranmışlığı onun iktidardan indirilmesini zorunlu kılmasına rağmen yapılan anketlerde halen iktidarın tek adayı olarak görünmesi genel olarak muhalefetin, özel olarak da kendisini milli görüşün tek varisi olarak gören Saadet Partisinin ayıbıdır.
12 seneden beri tek başına iktidarda bulunup da halen alternatifsiz olmak iktidarın başarısını değil muhalefetin yeterince milletin güvenini kazanamamasının neticesidir. CHP ve MHP gibi Kemalist düzen partilerinin geçmişte iktidar olup milletin hak ve hukukunu savunmak yerine soyguncu düzenden yana tavır koyup parasını, malını soydurdukları, inançlı insanlara başörtüsü zulmü yaşattıkları için onların yeniden iktidar alternatifi olmaları zor. Ağızları ile kuş tutsalar da, iktidar memleketi tamamen peşkeş çekse de bunları milletin yeniden iktidar yapması mümkün görünmüyor.
Ancak milli görüş partisi olduğunu iddia eden Saadet Partisinin sırtında böylesine menfi bir yük yok. Milli görüş partileri hep milletin yerli değerleri, manevi temelleri üzerine siyaset bina etti. Tüm baskı ve yasaklara rağmen de bu değerlerden asla taviz vermedi. Onun tırnakları ile kazarak oluşturduğu İslami siyaseti takip edeceğine milleti inandıracak milli görüş kadroları bu milletin derdine derman olabilecek iken bugün Saadet Partisinin buna aday olamaması çok manidardır.
Bu duruma elbette yüzlerce mazeret ve bahane üretilebilir. Maddi imkânsızlıklar başta olmak üzere tüm imkânsızlıkları yaşamış bir siyasi geleneğin bugünkü imkânsızlıkları öne çıkarması onun acziyetini gösterir. Bu iş sadece imkânsızlıklar öne sürülerek geçiştirilebilecek bir şey değil. Bu işin içinde başka şeyler olduğu izlenimi doğuruluyor.
Özellikle rahmetli Erbakan hocamızın vefatından sonra yolunda gitmeyen bir takım şeyler olduğunu az-çok hissediyoruz. Ama bunlar uluorta dile getirilecek konular olmadığı için es geçiyorum.
Öyle umuyorum ki; başta istişare kurulu ve genel başkan olmak üzere tüm genel merkez partinin paralel yapının payandası olduğu görüntüsünü üzerlerinden atarlar. Ayda-yılda iki dakika televizyonlarına çıkarıyorlar diye onların okullarını savunma gafletinden kurtulurlar. Bu davanın merhum lideri televizyonlarına çıktığı kimselerin borazanı olmadı. Onun yolundan gittiğini söyleyenlerde olmamalıdır. Doğru ya da yanlış üzerimizdeki bu intiba silinmezse Saadet Partisi olarak biz sadece sandıklardan değil müminlerin hafızalarından da silineceğiz.
Ben kendimi bildim bileli bu ocağın içindeyim. Tek başıma da kalsam İslamcılığımdan ve milli görüşçülüğümden vazgeçmem. Benim başka gideceğim bir siyasi yapı da yok. Beni ve benim gibi düşünenleri üzecek yere baktıracak bu sakat durumdan kurtaracaklarını umuyorum.
Selamlarımla….
Yorum Yap