AKILLARI BAŞLARINA YENİ Mİ GELDİ?

  • 27.11.2014 00:00

                                      

 

      Bizim toplumda siyasetçiler siyasetlerini hep “halkın balık hafızalı” olduğu kanaati üzerine kurarlar. Zannederler ki; “dün dündür” kuralı ile hareket edersek millet geçmişte, yaptıklarımızı, yapmadıklarımızı, söylediklerimizi, söylemediklerimizi unutur. Oysa tarihin hiçbir dönemindemilletimiz kendisine yapılan ne kötülükleri nede iyilikleri unutmamıştır. Siyasi tarihimize baktığımızda bunu çok açıkça görürüz.

      Ak partililer 1997-2002 tarihi arasındaki yaşananları ve söylenenleri bu milletin unuttuğu için partilerinin kuruluşu sırasında Milli Görüş hareketi ve onun merhum lideri Erbakan hocamıza yaptıkları ve söyledikleri milletin hafızasında yer etmedi, unutuldu ve gitti sanıyorlar.

   Geçenlerde başbakan yardımcısı Bülent Arınç Beypartisinin Sincan toplantısında bir konuşma yapmış. Ben konuşmayı takip edememiştim. Bir arkadaşımın uyarması neticesi konuşmadan haberdar oldum. Bu konuşmada Sayın Arınç rahmetli Prof. Dr. Erbakan hocamızı yere göğe sığdıramamış. Onun geçmişine, bütün siyasal hayatına sahip çıkmış ve savunmuş.

     O dönemleri yakinen yaşamış bir kardeşiniz olarak, bu konuşmayı duyunca hayretler içinde kaldım. Kızdım. Hayıflandım. Dediğim gibi 1997-2002 yılları yakinen yaşayıp, yapılanlara ve söylenenlere şahit olduğum için bu dönüşlere tahammül edemiyorum. İnsanlar siyaseti Allah rızası için millete hizmet, doğru bildiklerini hâkim kılmak için yapmalılar. Eğer yapılan siyaset, hasbi değil kişisel hesaplar için yapılırsa çelişkili davranılması kaçınılmaz olur. Bu konuşmalarda aynen bu kabil konuşmalardan olduğu için canım sıkıldı. Ben olsam Erbakan hocamızı dün nasıl tenkit ettiysem bugünde tenkit ederdim. Siyasi tutarlılığın gereği bu iken bu kişiler kapalı kapılar arkasında başka, dışarıda başka konuşmayı adet haline getirdiler.

    Ak partinin kurulma aşamasına henüz gelinmeden Bülent Arınç fazilet partisinde gurup başkan vekili idi. 1999 seçimlerine giderken seçimin ertelenmesi için parlamentoda bir çalışma yapılırken sırf rahmetli Erbakan bu çalışmayı destekledi diye onun aleyhine söyledikleri arşivlerde duruyor. Bu harekete bizzat kendileri “küskünler hareketi” diyerek olumsuz algı yaratma peşine düştüler. Hatta seçimlerde fazilet partisi yeterince başarılı olmasın diye yapılan çalışmaları bu işi takip edenlerde iyi biliyor. Manisa ve Kayseri dâhil birçok ilde yeterli düzeyde bir seçim çalışması yapılmadığını da bunun arkasında kimlerin olduğunu da hatırlayanlar hatırlıyor.

      Kendilerinin fazilet gurubuna hâkim oldukları dönemdeparti ile onun yasaklı durumdaki lideri Erbakan hocamızın arasına nasıl duvarlar örülmek istendiğini, onu evinde tecrit etmek istediklerini iyi biliyoruz. Hatta partiyi siyasi kimliğinin kabul etmeyeceği açılımlara zorlayıp, Nazlı Ilıcak gibileri nasıl partiye doldurduklarını biliyoruz.

    Erbakan hocamızın yasaklı olduğu o günlerde fazilet partisi meclis gurubundan bir memurun hocamızın özel yazışmalarını yapmak üzere evinde görev verilmesine bile nasıl karşı çıktığını hepimiz unutmadık ya. Bu konuyu bahane ederek, her gün televizyonlara çıkıp, “partiyebalgattan müdahale olduğunu, gurupta çalışan memurların balgat da görevlendirildiğini ilgili makamlara ispiyonlamak ve kapanması için gayret sarf ettiklerinibiliyoruz.

   O dönemde okyanus ötesi ile kafa kafaya verip“Erbakansız milli görüş” hayalleri kuranların bu dönemde yine aynısını yaparak; “Erdoğansız ak parti” projesinde aynısını yapmayacakları garanti midirİktidara geldikten sonra rahmetli hocamızı yasaktan kurtarmak yerine ilave yasaklar konması için sarf edilen gayretleri ortadadır. O istifade etmesin diye infaz kanunu nasıl çıkardıklarını, İslam dünyasının baskısı ile kerhen onu hapishaneden kurtardıklarını hepimiz biliyoruz.  

    Geçmişte yaşananların geçmişte kalması için, geçmişi Ak partililerin kurcalamamaları gerekir. Eğer geçmişi kurcalamaya, dün tekme attıklarına bugün siyaseten sahipçıkmaya devam ederlerse gerçekleri bilenler de hak bildiklerini haykırmaya devam ederler. Üstelikte bu konuda bilinenler, sadece bundan ibaret de değil, çok daha vahim ve fazladır. Onlar varsın iktidarlarının tadını çıkarmaya baksınlar. Geçmişin yaralarını açıp hocaya reva gördükleri konusunda vicdanları yeniden yaralamaktan vazgeçsinler. Hem madem hocayı bu kadar seviyorlarsa onun fikirleri ve projeleri ortada duruyor. Alsınlar müellifini beyan etmek şartı ile uygulasınlar. Hem milleti memnun ederler, hem de hocamızın ruhunu şad ederler.

     Selamlarımla..

 

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Biz Bolulular (www.bizbolulular.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Mobil Uygulamalarımız

IOS UygulamamızAndroid Uygulamamız