BAŞ AĞARISI DEYİP GEÇME

  • 24.11.2014 00:00

Baş ağrısı toplumda en sık görülen şikâyetlerin başında gelir.

Baş ağrısı şikâyeti olanların oranı toplumda yüzde 90’lara ulaşır.

Hastaların çoğu baş ağrısı nedeniyle doktora gitmektedir.

 

Yani baş ağrısı önemli bir hastalık,  birçok hastalığın en önemli belirtilerinden biri…

Sıklıkla görülen sinüzit, otit, tonsilit  diş absesi gibi baş boyun, kulak burun boğaz bölgesi enfeksiyonları,  nadir görülmekle birlikte hayati öneme haiz menenjit, ensefalit  gibi beyin  ve beyin zarı enfeksiyonları, beyin kanaması, anevrizma rüptürü gibi serebro vasküler hastalıklar…

Ayrıca çok sık görülen hipertansiyon ile bazı sistemik ve metabolik hastalıklarda baş ağrısı en önemli belirtilerdendir…

 

Baş ağrısı deyince akla ilk gelen migren baş ağrısıdır, tipik olması nedeniyle kolayca tanınır, diğer organik nedenli ağrılar dikkatli bir muayene ve yapılacak bazı laboratuar tetkikleri ve görüntüleme yöntemleriyle tanımlanır ve tedavi edilirler.

 

Herhangi bir fiziksel hastalık bulunamadığı durumlarda sıklıkla psikojenik ağrılardan şüphenilmelidir. Organik olmayan baş ağrıları içinde en sık görüleni gerilim tipi baş ağrılarıdır, bu tip ağrılar psikolojik kökenli ağrılardır, kronik olup hastalar doktor doktor dolaşırlar.

Gerilim tipi baş ağrısında alta yatan psikolojik esas sebep ortaya konulup çözümlenmedikçe ağrıyı tedavi etmek zordur.

Bu sebepler o kadar çeşitli ve çoğu zaman aklımıza gelmeyecek kadar basit ama canımızı sıkan şeylerdir. Hedeflerimizin tutmaması,

isteklerimizin yerine getirilmemesi, hayallerimizin gerçekleşmemesi, planladıklarımızı yapamamak, hor ve hakir görülmek, dışlanmak, sözümüzün dinlenilmemesi, adam yerine konulmamak, terk edilmek, sevilmemek, işlerimizin ters gitmesi gibi günlük yaşantımızda sıklıkla karşılaştığımız olaylar başımızın ağrıması için yeterde artar bile…

 

Bu sebeplerin ortaya çıkarılıp tedavi edilmesi hastanın psikiyatri kliniklerinde muayene edilip, değerlendirilmesi neticesinde mümkündür.

Çoğu zaman hastalar daha sorgulanmadan ağrının sebebi olabilecek stresörleri söyleyebilir, yada klinisyen ayrıntılı bir sorgulama sonucunda kişinin yaşadığı sıkıntılı durumları, içsel çatışmalarını, günlük yaşantısındaki ve ikili ilişkilerindeki problemleri ortaya çıkarabilir.

 

Bazı kişiler yapıları gereği kendine güveni az olup, alıngan, çıtkırıldım, engellenme eşiği düşük, çabuk pes eden, hayır diyemeyen kişilerdir.

Bu kişiler yaşadıkları olumsuz olaylar karşısında çabuk gerilir, sesleri çıkmaz, olup biteni içlerine atarlar.

Bir süre sonra bunlarda psikosomatik belirtiler sıklıkla ağrılar öncelikli olarak baş ağrısı, sırt ağrısı, göğüs ağrısı ortaya çıkar.

Aslında bu belirtiler yaşadıkları olumsuz olaylara verilen tepkidir, yardım arama sinyalidir.

Kişi aslında “yetti gari” demektedir, tabii anlayana…

Bu ağrılara nefes daralması, boğulma hissi, uyuşmalar ve çarpıntı eşlik edebilir.

 

Gerilim baş ağrıları; kişinin kendi içsel çatışmaları, ev veya işiyle ilgili problemler, çevresel faktörlerin değişmesi, aşırı sorumluluk yüklenme, ikili ilişkilerdeki problemler, ailesel ve ekonomik sorunlar gibi insan yaşamındaki önemli değişiklikler vb ruhsal yaşantımızı olumsuz etkileyen hallerde sıklıkla görülür, Yüz, baş ve boyun kaslarının sürekli gerilmesi ile ortaya çıkan genelde çok  şiddetli olmayan başın yan taraflarını tutan gezici tür baş ağrısıdır.

Bu tür ağrılar uzun sürer, ağrı kesicilerle tam düzelmez.

Kişi “başımda bir ağırlık var, sanki şapkam başımı sıkıyor”  şeklinde ağrıyı tanımlar.

Genelde yaşanan gerginlik sonrasında ve günün ilerleyen saatlerinde ve akşam ortaya çıkan ağrılardır. Çoğu zaman uykusuzluk, sinirlilik gibi diğer psikolojik ve psikosomatik belirtiler tabloya eşlik eder.

Peki, ne yapmalı, baş ağrısından nasıl kurtulmalıyız…

Öncelikle “nasıl olsa geçer, baş ağrısı değilmi yani” dememeliyiz.

Özellikle kısa sürede geçmeyen, şiddeti gittikçe artan yanında ateş, terleme, titreme, bulantı kusma olan ağrılarda acilen doktora koşmalıyız.

Sırasıyla nöroloji, KBB ve dahiliye uzmanlarına görünerek olası bir enfeksiyon hastalıği, beyin damar hastalıklarını ve sistemik hastalıkları elimine etmeliyiz.

Eğer fizyopatolojik bir hastalık tespit edilemezse mutlaka bir psikiyatriste görünmeliyiz.

Kendi kendimize, kulaktan dolma bilgilerle ilaç kullanmak, “koca karı ilaçlarıyla” ağrımızı dindirmeye çalışmak yanlış, yapılmaması gereken tedavi şeklidir.

 

Sonuç olarak; “senin ağrıların psikolojik” denilmiş gerilim tipi baş ağrısı tanısı almışsak ön yargılarımızı kırıp, “Ben deli miyim? Ne işim var orada” demeden psikiyatri kliniklerinden birine müracaat etmeli, derdimizi oradakilerle paylaşmalıyız.

Önerilen ilaçları düzenli içmeli, uygulanacak psikoterapilere devam 


Dr Hüseyin Oğuz

Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı

Maltepe Devlet Hastanesi

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Biz Bolulular (www.bizbolulular.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Mobil Uygulamalarımız

IOS UygulamamızAndroid Uygulamamız