Yalçın; en önemlisi empati

Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi (BAİBÜ) Engelli Öğrenci Danışma ve Koordinasyon Birimi tarafından “Engelliliğe Yaklaşımda Multidisipliner Bakış Açısı” paneli düzenlendi.

Yalçın; en önemlisi empati
20.01.2020 - 13:43

Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi (BAİBÜ) Engelli Öğrenci Danışma ve Koordinasyon Birimi tarafından “Engelliliğe Yaklaşımda Multidisipliner Bakış Açısı” paneli düzenlendi.

Panele; Sağlık Bilimleri Fakültesi Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Şebnem Avcı, Bolu Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulu Park ve Bahçe Bitkileri Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Eylem Akgül Yalçın ve Sağlık Kültür ve Spor Daire Başkanlığı Uzman Psikolog Evgin Miçooğulları konuşmacı olarak katıldılar.

İzzet Baysal Kültür Merkezi Pembe Salonda gerçekleştirilen panele; Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mustafa Yaman, Engelli Öğrenci Danışma ve Koordinasyon Birim Koordinatörü Doç. Dr. Elif Sazak, akademik ve idari personel ile öğrenciler katıldı.

Saygı duruşu ve İstiklâl Marşı’nın okunmasıyla başlayan panelin açılış konuşmasını yapan Doç. Dr. Elif Sazak, “Üniversitemizde bu sene 80 civarında engelli öğrencimiz eğitim görmektedir. Engelli öğrencilerimizin eğitim, burs, barınma gibi ihtiyaçlarını tespit ederek, bu ihtiyaçların karşılanması için gerekli önlemleri almaya çalışıyoruz; çözüm önerileri sunuyoruz. Bu kapsamda Koordinatörlüğümüz, Rektörlüğümüze bağlı olarak çalışmaktadır. Çalışmalarımızda her türlü desteği sağlayan başta Rektörümüz Prof. Dr. Mustafa Alişarlı olmak üzere Rektör Yardımcılarımız Prof. Dr. Mustafa Yaman ve Prof. Dr. Aydın Him hocalarıma şükranlarımı sunuyorum.” dedi.

Açılış konuşmasının ardından ilk sunumu Dr. Öğr. Üyesi Şebnem Avcı yaptı. “Her bireyin eşit hak ve özgürlüklerinin olduğunu, herkesin birbiriyle eşit olduğunu ifade ediyoruz. Ama bunu gerçekten içselleştirdik mi, kendi hayatımıza yansıtabiliyor muyuz?” diye soran Avcı, “Aslında her şey kağıt üzerinde mükemmel, olması gerektiği gibi, bütün dünyada da zaten böyle ifade ediliyor. Bizim ülkemiz de aynı şeyleri kabul etmiş. Peki gerçek hayatta işler bu kadar mükemmel yürüyor mu, sokağa çıktığında engelliler nelerle karşılaşıyor? Bu noktada kanunlar elbette ki gereklidir, kanun maddeleri bu durumları garanti altına almalı, gerekli yaptırımları sağlamalıdır. Ama insanların öncellikle bir durup düşünmeleri kanaatindeyim. Yani biz ne kadar bu konuları özümsemişiz? Ayrımcılık yapmamak, eşit davranmak ve kişilerin hak ve özgürlüklerine saygı göstermek acaba bizim kendi hayatımızda ne kadar uyguladığımız kavramlar.” diye konuştu.

“Engel, Çevresel Koşullardan Kaynaklanıyor”

Dr. Öğr. Üyesi Avcı, özetle “Engelli kime denir? Engellilik aslında karmaşık, kompleks bir durumdur. Sadece kişiyi değil, o kişinin etrafındaki ailesini, arkadaşlarını ve tüm toplumu ilgilendiren bir mevzudur. Genel olarak baktığımızda kişinin fiziksel özellikleri ile toplumdaki beklentiler arasındaki farkı yansıtır. Mesela şu anda bulunduğumuz salonu düşünelim. Buraya bir tekerlekli sandalye kullanıcısı girebiliyor mu? O zaman asıl engel kişinin kendisinde midir yoksa binanın mı bazı eksiklikleri vardır? Belki engel dediğimiz şey, kişinin kendisinde değil çevresinin getirdiği koşullardadır.” dedi.

Dr. Öğr. Üyesi Eylem Akgül Yalçın ise, “Kentsel Mekanlarda Erişilebilirlik” konusunda yaptığı sunumunda engelliler için yapılan evrensel tasarımlar hakkında bilgiler verdi.

Bu konu kapsamında; yaya yolları, bina giriş çıkışları, otoparklar, spor ve rekreasyon alanları, çocuk oyun alanları, ulaşım araçları ve benzeri kentsel mekanlarda erişilebilirlik ve kullanılabilirlik kavramları ile bu mekanlarda engellilere uygun donatıları örneklendirdi. Obezite, yaşlılık gibi kavramlarla birlikte günümüzde engelli kavramının genişlediğini vurguladı.

Dr. Öğr. Üyesi Yalçın, “Düzce’de doğdum, büyüdüm. Düzce, adı üstünde düz bir yer olmasına rağmen yüksek kaldırımlara sahipti. Her adımımda o kaldırım benim için büyük bir engeldi. Annem elimden tutarken ilk ondan duydum: ‘Kaldırımlar yükseldikçe medeniyetler düşermiş’ derdi her kaldırıma çıkışımızda. Daha sonra mesleğimle birlikte aydınlandım ben de, bu cümlenin ne anlama geldiği konusunda. Erişilebilirlik kavramını anlamam da gerek mesleğim gerek anne olmamla birlikte gerçekleşti. Anne olunca puset kullanıcısı oldum. Puset kullanırken de aslında kentle savaşmaya başladım. Kentin içinde ne çok engel olduğunu gördüm ve gerçekten çok daha farklı bakmaya başladım engelli bireylere.” dedi.

“En Önemlisi Empati Kurabilmek”

Uzman Psikolog Evgin Miçooğulları ise, “Engelli Bireyler ile İletişim” konusunda sunum yaptı.

Bedensel, zihinsel, ruhsal, duygusal ve ruhsal engellilik ve iletişim yolları hakkında bilgiler veren Miçooğulları, özetle “Bunlar için en önemli şey, yeni ortamlara ya da bulundukları ortama uyum sağlama ve bir başkasının yardımına ihtiyaç duyabilmeleri. İnsan olmanın doğasında var, hepimiz engelli adayıyız, öyle söylüyoruz. İleride belki biz de birer engelli olacağız ya da yaşlılıkta fonksiyonlarımız azaldıktan sonra yine aynı şeyleri yaşayacağız. En temelinde 5 milyon insandan bahsediyoruz. Bu insanlar akrabalarımız, yakınlarımız, çocuğumuz, üniversitemizde öğrencilerimiz ya da birlikte çalıştığımız personel arkadaşlarımız. Etkili iletişimde becerilerimiz nelerdir? Öncelikle kendimizi tanıyabiliyor muyuz? Kendimizi doğru ifade edebilmek için kendimizi doğru tanımamız gerekiyor. Diğer önemli beceri, etkin dinleme. Hoşgörülü ve önyargısız mıyız, eleştirilere ne kadar açığız? Beden dili olmazsa olmazımız. Göz kontağı, hitap ve ses tonundan en başta bahsetmek gerekiyor. En önemlisi tabii empati kurmak, yine olmazsa olmazımız.” ifadelerini kullandı.

Panelin sonunda konuşmacılara, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mustafa Yaman, Doç. Dr. Elif Sazak ve Doç. Dr. Eylem Tütün Yümin tarafından çiçek takdimi yapıldı.

Editör: E. Candan