Boluda Yerelde Kadın Buluşmaları düzenledi

Bolu’da düzenlenen ‘Yerelde Kadın Buluşmaları’ programında, Bolu'da yaşayan yabancı kadınlar bir araya geldi.

Boluda Yerelde Kadın Buluşmaları düzenledi
20.11.2019 - 10:34

Göç İdaresi Genel Müdürlüğü Uyum ve İletişim Dairesi Başkanlığı ile UNICEF iş birliğinde, Bolu Valili Vekili Ahmet Atılkan’ın da katılımıyla Bolu’da düzenlenen ‘Yerelde Kadın Buluşmaları’ programında, Bolu'da yaşayan yabancı kadınlar bir araya geldi.

Saygı Duruşu ve İstiklal Marşımızın okunması ile başlayan programda konuşan Bolu Vali Vekili Ahmet Atılkan, projenin Bolu’da yapılmasından dolayı memnuniyet duyduklarını ifade ederek, emeği geçenlere teşekkür etti.

“ÜLKEMİZ GELENLERE KUCAK AÇMIŞ ŞEFKAT VE MERHAMETİNİ İNSANLIĞA ÖRNEK OLACAK ŞEKİLDE GÖSTERMİŞTİR”

İnsanlık tarihinin her döneminde çeşitli sebeplerle dünya coğrafyasının değişik yerlerinde göçlerle karşı karşıya kaldığını ifade eden Vali Vekili Atılkan, “İnsanlık tarihinin her döneminde çeşitli sebeplerle göç olgusu ile karşılaşılmakla beraber günümüzde genel olarak göçlerin sebepleri bağlamında; küresel ve bölgesel savaşları, siyasi, etnik ve dinsel sebeplere bağlı iç savaş ve karışıklıkları, doğal afetleri ve daha iyi yaşam koşullarına sahip olabilmek düşüncesini sayabiliriz” dedi.

Ülkemizin tarih boyunca düzensiz göçmenlerin güzergahı olduğunu ama son yıllarda bölgenin yükselen gücü olması nedeniyle artık hedef ülke konumuna geldiğini ifade eden Vali Vekili Ahmet Atılkan, “Ülkemiz Asya, Avrupa ve Afrika kıtalarının kesişim noktasında olması, politik ve ekonomik açıdan gelişmemiş devletlerle, zengin batı ülkelerinin arasında, bir köprü niteliğinde bulunması sebebiyle, düzensiz göçmenlerce transit güzergâh olarak kullanılmaktadır. Ayrıca ülkemizin bölgesinde yükselen güç olması, üçüncü ülke vatandaşları bakımından Türkiye’yi transit ülke konumundan çıkarıp hedef ülke konumuna taşımıştır. Türk toplumu, özellikle 19. yüzyılda Osmanlı Devletinin son dönemlerinde, kaybedilen savaşlar sonucu Balkanlardan ve Kafkaslardan gelen yoğun göçlerle karşı karşıya kalmış, Balkanlardan yaşanan göç olgusu 1980’li yıllara kadar devam etmiştir. Son dönemde özellikle Irak’ın Amerika Birleşik Devletlerin tarafından işgali ve sonrasında yaşanan iç savaş, Suriye de 2011 den beri yaşanan iç savaş ve Afganistan iç savaşı ve sonrasındaki istikrarsızlık hali ülkemizi sayısı milyonlarla ifade edilen göç dalgası ile karşı karşıya bırakmıştır. Milletimiz tarih boyunca olduğu gibi bu dönemde de ülkemize sığınan göçmenlere kucak açmış, şefkat ve merhametini insanlığa örnek olacak şekilde göstermiştir” şeklinde konuştu.

“BOLU’DA ÇEŞİTLİ STATÜLERDE 12 BİN 914 YABANCI UYRUKLU ŞAHIS BULUNUYOR”

Bolu’da çeşitli statülerde 12.914 yabancı uyruklu şahıs bulunduğunu,  bu sayının 7041’i Irak uyruklu, 2870’i Suriye uyruklu, 1619’u Afganistan uyruklu, kalan 1384 kişi de çeşitli ülke vatandaşlarından oluştuğunu belirten Vali Vekili Ahmet Atılkan konuşmasının devamında şu ifadelere yer verdi:

“Özellikle uluslararası göçün yoğun ve kontrolsüz bir hal aldığı durumlar ülkeler açısından siyasal, sosyal ve ekonomik manada bir dizi güvenlik tehditlerine sebep olabilmektedir. Göç olgusunun yaratabileceği siyasal, sosyal ve ekonomik risklerin yönetilmesi bağlamında yabancıların Türk toplumuna uyumlarını sağlamak önem arz etmektedir. Bu anlamada başta Göç İdaresi Genel Müdürlüğümüz olmak üzere diğer kamu kurum ve kuruluşlarına, yerel yönetimlere, üniversitelere ve sivil toplum örgütlerine önemli görevler düşmektedir.

Göç İdaresi Genel Müdürlüğü Uyum ve İletişim Dairesi Başkanlığı ile UNİCEF iş birliğinde ilgili kurum ve kuruluşların katkılarıyla gerçekleştirilecek olan ‘Yerelde Kadın Buluşmaları’nın ilki 08 Kasım 2019 tarihinde Trabzon’da gerçekleştirilmiştir. Bugün burada ikincisini gerçekleştirdiğimiz kadın buluşmaları ile her iki toplumdan kadınların, birçok alanda bilgilendirilmesine yönelik faaliyetler yürütülecektir. Bu çerçevede kadınların, kadın sağlığı, şiddetin önlenmesi, ebeveyn tutumları gibi çeşitli konularda bilinçlendirilmesi hedeflenmektedir. Ülkemize uyum sürecindeki yabancı kadınlar ile ev sahibi toplumdaki kadınların ortak bir yaşam kültürü oluşturmaları amaçlanmaktadır. İlimizde bulunan yabancıların Türk toplumuna uyumuna, kardeşlik ve bir arada yaşama kültürünün gelişmesine katkı sağlayacağına inandığımız bu programı yürüten başta Göç İdaresi Genel Müdürümüz olmak üzere çalışma arkadaşlarına, ilimiz Göç İdaresi Müdürü ve çalışma arkadaşlarına, program kapsamında sunumları ile katkı sağlayacak olan kamu kurumlarımız yetkililerine teşekkürlerimi sunuyorum.”

 “BUNLAR CİDDİ İŞLER”

Göç İdaresi Genel Müdür Yardımcısı Gökçe Ok ise “Burası 'ana dolu' bir coğrafyadır. O yüzden erkekler ne kadar ataerkil olursa olsun ne kadar güçlü olursa olsun ama bizim dünyayı değiştirecek aklın arkasında kadına ihtiyacımız var” dedi. 

Anadolu'nun son yıllarda en çok göç alan bölgelerinden biri haline geldiğini ifade eden Gökçe Ok, “Göç asla bir kriz değil, kapımızda bulduğumuz bir hadise ama Anadolu var oluşundan bu yana kavşak konumunda olmasından dolayı göç yoluna köprü olmuş bir ülke. Bizim aslında sıkıntımız kaynak ülkelerin son dönemlerde Türkiye'yi hedef ülke haline getirmesi. Bu bizim kendi iç dinamiklerimizi de zorluyor ancak bundan kaçış yok. Ben bugünkü huzurunuzu bozmak istemem ama 2050 yılında kürede yaklaşık 350 milyon insanın yerinden yurdundan koparılacağı sığınmacı ve mülteci olacağı konuşuluyor. Bunlar ciddi işler” diye konuştu. 

Göçün akıl, bilim ve mantıkla yönetilmesi gerektiğini vurgulayan Göç İdaresi Genel Müdür Yardımcısı Gökçe Ok, şunları söyledi:

“Biz göçü, akılla bilimle mantıkla yürütüyoruz ve yönetiyoruz. Bundan kimsenin şüphesi olmasın. Uluslararası tecrübelerimiz bize bunu gösteriyor. Biz iki şeyden kopamayız, yapamayız. Osmanlı'yı kaybettiğimizde cumhuriyeti kurarken bu ekmeğin hamurunu biz çevremizdeki coğrafyadan bize gelip sığınan, son kaleye gelip sığınan evlatları ile kurduk. Hepimizin hayatında bir göç hikayesi vardır. Onu da biz bir zemine bağladık. Ayaklarımız o zemine oturuyor. Bunu da insanlık ve vicdanla yaptık. Dünyayı mutlu, huzurlu ve mamur hale getirenlerle dünyayı yaşanmaz, çekilmez bir cehennem çukuru haline getirenlerin arkasında Bolu'nun Abant'ı gibi yüce dağları gibi tek bir dağ vardır. Onun adı 'ana'dır. Onun adı 'kadın'dır. Burası 'ana dolu' bir coğrafyadır. O yüzden erkekler ne kadar ataerkil olursa olsun ne kadar güçlü olursa olsun ama bizim dünyayı değiştirecek aklın arkasında kadına ihtiyacımız var” 

 “ÜLKEMİZ ADETA BİR GÜVEN LİMANI OLMUŞTUR”

Göç İdaresi Uyum ve İletişim Dairesi Başkanı Aydın Keskin Kadıoğlu ise Türk, Suriyeli, Afgan gibi ifadelerden bağımsız olarak Türkiye'nin ortak geleceğinin mimarının kadınlar olduğunu ifade etti.

Bugün Türkiye'nin, 192 farklı milletten 5 milyon insanı sınırları içinde barındıran bin bir çiçekli bahçe konumunda olduğunu vurgulayan Kadıoğlu, bu bahçenin yarısından fazlasını kadınlar ve çocukların oluşturduğunu dile getirdi.

Göç İdaresi Uyum ve İletişim Dairesi Başkanı Aydın Keskin Kadıoğlu, bu toplantının göç ve uyum sürecinde kadınların da süreçte aktif olarak rol oynamasını temin etmek amacıyla düzenlendiğini belirterek, “Ülkemiz mazlumların güvenli limanı olarak evinden, yurdundan edilmiş insanlara kucak açarak adeta bir güven limanı olmuştur. Bu sadece devletimizin başarısı değil, yüce gönüllü Türk milletinin de başarısıdır. Milletimizin bu özverisinin, fedakârlığının arkasında ise analarımızın vicdanı, asırlardır süre gelen misafirperverlik geleneğimiz bulunmaktadır” dedi.”

İl Göç İdaresi Müdürü Derya Erdoğan'ın da konuşma yaptığı program, panellerle devam etti. 

Göç İdaresi Genel Müdürlüğü Uyum ve İletişim Dairesi Başkanlığı ile UNICEF iş birliğinde düzenlenen ‘Yerelde Kadın Buluşmaları’ programına Bolu Vali Vekili Ahmet Atılkan, Bolu Belediye Başkan Yardımcısı İsa Özcan, Göç İdaresi Genel Müdür Yardımcısı Dr. Gökçe Ok, Göç İdaresi Genel Müdürlüğü Uyum ve İletişim Dairesi Başkanı Dr. Aydın Keskin Kadıoğlu, Bolu Göç İdaresi Müdürü Derya Erdoğan, çevre illerimizde yer alan Göç İdaresi Müdür ve çalışanları, kamu kurum ve kuruluş temsilcileri, sivil toplum örgütü temsilcileri ile yerli ve yabancı kadınlar katıldı.


Editör: E. Candan