Kıbrıscık Halk Kültürü Sempozyumu Başladı

Kıbrıscık Araştırmaları ve Halk Kültürü Sempozyumu Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi Kongre Merkezi Bordo Salonda başladı.

Kıbrıscık Halk Kültürü Sempozyumu Başladı
1.11.2019 - 10:51

Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi Kongre Merkezi Bordo Salonda başlayan sempozyumun ilk gün etkinliklerine Bolu Valisi Ahmet Ümit, Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan, Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Alişarlı, Kıbrıscık Belediye Başkanı Emin Tekemen, akademisyenler, Bolu ve Kıbrıscık’tan çok sayıda katılımcı iştirak etti.

Saygı Duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunması ile başlayan programda ilk olarak BAİBÜ Rektörü Prof. Dr. Mustafa Alişarlı konuşma yaptı. Alişarlı, “Üniversitemiz olarak bu ilk etkinlik değil. Göreve geldiğim günden beri ilçelerimize sunduğumuz katkılardan üçüncüsü. Bundan önce Seben İlçemiz için, geçen yıl da Mudurnu İlçemiz için bir benzerini yapmıştık.

Biz istiyoruz ki, üniversite olarak bulunduğumuz bölgeye ışık tutalım ve talipliler de bu ışık üzere, kendilerine yol bulsunlar, hedef bulsunlar. Hem Seben İlçemizde, hem Mudurnu İlçemizde, hem de şu an Kıbrıscık İlçemiz için yaptığımız bu sempozyumun en büyük amacı, saklı kalmış olan yerel dinamikleri ortaya çıkarmak, kültürünü açığa çıkarmak ve tanıtmak aynı zamanda da ekonomik olarak da bir çıktısı olacaksa bunu göstermek ve ilçemize bunu sunmak.” diye konuştu.

Daha sonra sempozyum Düzenleme Kurulu Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Azize Aktaş Yasa konuşmasını yaptı. Sempozyumun düzenlenme amaçlarından bahseden Yasa, “Bütün dünyada olduğu gibi ülkemizde de öncelikli gündem maddelerinden biri de kültürel mirasın korunması ve gelecek kuşaklara aktarılması oluşturuyor. Çünkü dünya hızla küreselleşiyor ve içinde yaşadığımız yüzyılda enformasyon sistemlerindeki olağanüstü gelişmeler kültürel çeşitliliği ve milli kimliğimizi olumsuz yönde etkiliyor. Bu durumda çeşitlilikten doğan zenginliğini kaybetme tehlikesi ile karşı karşıya kalıyoruz.

Geldiğimiz noktada milli ve yerel kimlikler hızla önem kazanıyor. Yani kültürel kimlik her geçen gün biraz daha değerleniyor. Doğal ve kültürel mirasa sahip çıkmak bilinci dünyada giderek yaygınlaşıyor. Böylece evrensel kültür de gerçek anlamına kavuşuyor. Tıpkı doğayı korumak gerektiği gibi, kültürel varlıklarımızı korumak gerekiyor. Bolu’nun halk kültürü unsurlarını korumak, tanıtmak ve gelecek nesillere aktarmak, Bolu ve çevresine ait, tarihi kültürel ve edebi kaynakları yayınlayarak kültürümüze hizmet etmek görevi üstlenen Bolu Halk Kültürü Araştırma ve Uygulama Merkezi BAMER’de bu konuda bir farkındalık yaratmak, kültürel ve doğal zenginliklerimizi halkımıza kendi öz kültüründen uzaklaşan gençlerimize tanıtmak, sevdirmek, bunların korunması yaşatılması konusundaki hassasiyeti arttırmak için çalışmalar yapıyor ve yapılan çalışmalara destek veriyoruz.” dedi. Yasa’nın konuşmasının ardından Kıbrıscık Halk Kültürü ile ilgili bir belgesel katılımcılara izletildi.

Belgeselin ardından Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan konuşma yaptı. Bu tür sempozyumların kültürümüzü hatırlamak açısından önemli olduğuna vurgu yapan Özcan, “Bu sempozyuma katkı vermekten büyük onur duyduğumu ifade etmek istiyorum. Bu sempozyumlar önemli, üniversite rektörlüğümüze, Kıbrıscık Belediye Başkanımıza, emeği geçen herkese teşekkür ediyorum. Bu tür sempozyumlar kültürümüzü hatırlamamıza yardımcı oluyor. Kıbrıscık’ın daha anlatılacak çok şeyi var. Önümüzdeki yıllarda hem Kıbrıscık’ın hem de diğer ilçelerimizin tanıtımına yönelik çalışmalar yapalım bunu çok arzu ediyoruz.” şeklinde konuştu.

Sempozyumun ilk gün programında bir konuşma da Kıbrıscık Belediye Başkanı Emin Tekemen yaptı. Tekemen, “Kıbrıscık’ın tarihi 1100’lere dayanıyor. Uludere vadisi adıyla anılan dere Bizans döneminde Romalılara eğitim yuvası olmuş, Osmanlıya eğitim yuvası olmuş, yüzyıllarca büyükbaş ve küçükbaş hayvancılıkla İç Anadolu’nun kültürünü Bolu’nun kültürü ile birleştiren bir noktada büyük bir zenginliğe sahibiz. Biz bunun kıymetini biliyoruz ve gelecek kuşaklara taşımaya çalışıyoruz. Ama üzülerek görüyorum ki, 2010 yılında ilçeden halk eğitim müdürü olarak ayrıldım. Eskiden sandıklar açılınca, renk renk, desen desen dokumalar, kendilerinin ürettikleri giysiler, her yönü ile zenginlikti. Maalesef araştırmada gördüm ki, bunların çoğu ilçe dışına taşınmış durumda. Gelinlerimiz, kızlarımız bunları taşımış. Bunları olabildiğince Kıbrıscık’a ulaştırmaya çalıştık. Kıbrıscık’ı her yönü ile ortaya koymaya çalıştık.” dedi.


Editör: E. Candan