Beyin anevrizması nedir ?

Anevrizma, beyindeki atardamar duvarının zayıflaması sonucu ortaya çıkan bir balonlaşma olup sıklıkla damarların çatallanma bölgelerinde görülür.

Beyin anevrizması nedir ?
30.05.2015 - 10:10

Anevrizma, beyindeki atardamar duvarının zayıflaması sonucu ortaya çıkan bir balonlaşma olup sıklıkla damarların çatallanma bölgelerinde görülür.

Bu balonlaşan yapı normal damara göre daha dayanıksızdır ve bazı koşullar altında yırtılıp beyin içinde kanamaya yol açarak yaşamı tehlikeye sokabilir. Anevrizmalar doğuştan damarın gelişme bozukluğuna bağlı olabileceği gibi yüksek tansiyon, damar sertliği, enfeksiyonlar ve kafa travması sonrası da gelişebilir. Anevrizmalar çoğunlukla beynin tabanında yerleşir ve buradaki beyin-omurilik sıvısı içinde kanamaya neden olurlar. Anevrizmaların yıllık kanama riski yaklaşık % 1’dir.
Beyin anevrizmasına bağlı gelişen beyin kanaması sıklığı bir yılda 100.000 kişide 10-15 civarındadır. Ülkemizde her yıl ortalama 10.000 kişinin anevrizmaya bağlı beyin kanaması riski taşıdığı kabul edilebilir. Bu hastaların yaklaşık 1/3’ü herhangi bir sağlık kuruluşuna başvuramadan kaybedilmektedir. Bir sağlık kuruluşuna başvurabilen kanamış hastalarda da ölüm oranı %25-40 arasındadır. Dolayısıyla anevrizması kanamış hastaların yarıya yakını kaybedilmektedir. Burada önemli bir nokta henüz kanamamış olan ancak hastayı yine de risk altında bırakan beyin anevrizmalarının erken teşhis edilmesi ve tedaviye yönlendirilmesidir.
Anevrizma her yaş grubunda görülebilir ancak 25 ve yukarı yaşlarda sıklık giderek artmaktadır. Yaygınlığı en sık olarak 50-60 yaş arasındadır ve kadınlarda erkeklerden 3 kat daha fazla görülmektedir. 
Risk Faktörleri Nelerdir?
Ailede anevrizma hikâyesi olması diğer aile bireylerinde anevrizma bulunma riskini arttırmaktadır. Bir kişide aynı anda birden çok sayıda anevrizma bulunması bu riski daha da artırmaktadır. Anevrizmanın oluş nedeni tam olarak bilinmese de birçok faktörün gelişiminde rolü olduğu bilinmektedir: 1) Hipertansiyon (yüksek kan basıncı); 2) Sigara içilmesi/nikotin kullanımı; 3) Şeker hastalığı; 4) Aşırı alkol tüketimi; 5) Doğuştan gelen (genetik) yatkınlık; 6) Kan damarlarına hasar (özellikle damar sertliği) veya travma ve 7) Bazı enfeksiyonlar.
Belirtiler ve Uyarıcı İşaretler 
Anevrizma yırtılması/kanaması olan hastalarda bazı uyarıcı işaretler görülebilir:
Herhangi bir bölgede ısrar eden baş ağrısı, bulantı ve kusma, ensede sertlik (kişi başını kolay eğemez), bulanık veya çift görme, ışığa karşı hassasiyet (fotofobi), his kusurları.
Kanamamış anevrizması olan kişilerin çoğunda hiçbir belirti görülmeyebilir. Az bir hasta
grubunda aşağıdaki belirtilerin bazıları veya tümü görülebilir: Göz sinirlerinde felçler (göz kapağının düşmesi, gözü rahatça hareket ettirememe gibi), tek taraflı genişlemiş göz bebeği, çift görme, gözün arkası veya üstünde ağrı, bir bölgede ısrar eden baş ağrısı, ilerleyen halsizlik ve uyuşukluk. 
Tanı Yöntemleri
Beyin anjiyografisi, bilgisayarlı tomografi-anjiyografi (BTA), manyetik rezonans görüntüleme (MRG), manyetik rezonans anjiyografi (MRA).
Tedavi Seçenekleri
Günümüzde anevrizma tanısı almış hastalar için üç önemli tedavi seçeneği mevcuttur:
Gözlem ve/veya cerrahi olmayan tedavi (yalnızca takip), cerrahi tedavi ve anevrizmanın kapatılması (kliplenmesi), damar içi (endovasküler) tedavi ile stentleme ve/veya tıkama
Gözlem ve/veya Cerrahi Olmayan Tedavi
Anevrizma küçük ve bulunduğu yer açısından daha az büyüme ve kanama riski taşıyorsa
yalnızca takip iyi bir seçenek olabilir. Bu hastaların izleminde tanısal testlerin tekrarlanması gerekmektedir. Bu kişilerde yıllık kanama riski az da olsa devam eder. Kanamamış anevrizmalı hastalara ilave olarak ilaç tedavisi verilebilir. Takipte olan hastalar
sigara kullanımını bırakmalı ve kan basıncını kontrol altına almalıdır. Bu faktörler anevrizma oluşumunda, büyümesinde ve/veya kanamasında önemlidir. 
Cerrahi Tedavi ve Klipleme (Mandalla Kapatma)
Açık cerrahi tedavi anevrizmalı hastalara uzun bir zamandan beri uygulanan ve halen altın
standart olan bir girişimdir. Anevrizma çevre beyin dokusundan ve damarlardan sıyrılır ve genelde titanyumdan yapılan küçük metal bir klip (bir tür küçük metal
mandal) ile boynu kapatılır. Normal koşullarda anevrizma cerrahisinden sonra hasta hastanede 3 ile 5 gün süreyle yatar ve sonrasında 3-4 hafta ev istirahatı uygundur. Kanamış anevrizmalar için hastanede kalma süresi 7 veya daha fazla gün olmaktadır. Anevrizma cerrahi olarak kapatıldıktan sonra takip anjiyografisi cerrahiden 5 yıl sonra gerekebilir.
Damar İçi Tedavi -Tıkama
Damar içi tedavi son 15 yılda geliştirilmiş bir yöntemdir; kardiyologların kalp veya vücudun
büyük damarlarındaki tıkalı damarları açma işlemlerine benzerlik göstermektedir. Yakın zamanda yapılan bir çalışmada klip uygulaması ve damar içi tedavinin her ikisine de uygun olan kanamış anevrizmalarda eğer damar içi tıkama uygulanırsa en azından erken dönemde daha iyi sonuçlar elde edildiği saptanmıştır (ölüm veya sekelli kalma oranı 1 yılda tıkama yapılanlarda %23.5, cerrahi klipleme yapılanlarda % 30 olarak bulunmuştur). Damar içi tıkama yöntemi genel anestezi veya sedasyon altında yapılabilir. Atar damar sistemine kasıktaki büyük bir damardan ulaşılır (uyluktaki femoral arter). Artere bir iğne yerleştirilir. Küçük bir kateter ile ilerlenerek röntgen ışınlarının kılavuzluğunda beyini besleyen dört ana damara ulaşılır. Bunun içerisinden daha küçük bir kateter (mikrokateter) ile anevrizmaya ulaşılır.


Editör: E. Candan