Kent Konseyi Kadın Meclisinden boykot çağrısı

Kent Konseyi Kadın Meclisi Başkanı Hatice Aşık, 10 sivil toplum kuruluşu mensubu kadınlarla birlikte İsrail zulmünü kınayan bir basın açıklaması yaptı. Aşık, İsrail’i şiddetle kınadıklarını belirterek, İsrail’e ait olan 729 barkot numaralı ürünlerin satın alınmamasını istedi.

Kent Konseyi Kadın Meclisinden boykot çağrısı
25.07.2014 - 17:15

Karaçayır’da 10 sivil toplum kuruluşunun kadın üyeleri ile birlikte toplanarak bir basın toplantısı düzenleyen Kent Konseyi Kadın Meclisi; Bolulu kadınlar ve anneler olarak Dünya’nın kanayan tüm Türkistan’da, Arakan da, Irak’da, Afganistan’da, Suriye’de, Filistin’de yaşanan zulme tepki gösterdi.

Kent Konseyi Kadın Meclisi Başkanı Hatice Aşık tarafından yapılan basın açıklamasında şunlar kaydedildi:

“Birçok Türk İslam beldesinde şu mübarek Ramazan ayında, Dünyanın Tüm “medeni, çağdaş ve dindar toplarının” gözü önünde insanlık suçlan en acımasız haliyle işlenmektedir. Ve ne acıdır ki bu medeni, çağdaş ve dindar ülkeler, tüm bu olan biteni, büyük bir umarsızlıkla, adeta film izlercesine izleyip, sadece birkaç kınama mesajı yayınlamaktalar. İşlenen cinayetlerin, soykırımların, işkencelerin acısı kadar, tüm bu insan aleminin ve İslam aleminin duyarsızlığı da, Bolu’lu hanımlar olarak ayrıca canımızı yakmaktadır. Şu anda Gazze de şehit olmuştur, ve bu sessizlik devam ettiği sürece olmaya da devam edecektir. Tüm bunlar olup biterken, İsrail parlamentosunun, aşırı dinci, evimiz Yahudi partisine üye 38 yaşında evli ve ne acıdır ki iki çocuk annesi olan, vekili ayelet shaked’in Filistin halkına ve özellikle kadınlara yönelik yaptığı nefret dolu ırkçı söylemini, ve İsrailli akademisyen mordechi kederin akıl almaz söylemlerinin ve onların nezdinde İsrail hükümetini Protesto amacıyla buradayız. İsrailin Gazze ye yönelik kollektif cezalendırma politikaları bir kez daha ayrılıkçı, ırkçı ve abluka uygulamaları ile, katliama dönüşmüşken, shaded’m yaptığı bu paylaşım soykırım çağrısından başka nedir. Shaked; “kadın, çocuk, genç, yaşlı ayırt etmeden, tüm Filistin halkını düşman ilan etmekte, ve “ daha fazla yılan yetiştirmemeleri için anneleri öldürelim” diyerek soykırım çaprısımı beyan etmektedir. İsrailli akademisyen kedar’ın da” Filistinli erkekleri savaştan men etmek için, onlann hanımlarına, kızlanna, annelerine, tecavüz edelim” sözü de dünyanın ne kadar vahim bir olaya sessiz kaldığının şahidi niteliğini taşımakta ve İsrailin şüphesiz bir terör devleti olduğunu ispatlamaktadır. Bu talihsiz beyanların bir kadın ve bir bilim adamı tarafından dile getirilmiş olmasının utancı ve hayal kırıklığı içerisindeyiz. Biz Kadınlar olarak, anneler olarak biliyoruz ki, erkekler savaşın acılarını ekerler günlerce, kadınlara da bu acıları dindirmek düşer senelerce, bu acılara dur demesi gereken, yeter diye haykırması gereken bir kadının yeni acılara davet etmesi tam bir akıl tutulmasıdır. Bilinmelidir ki, Filistin de yaşanan, kirli ve orantısız savaşta, toprağa düşen körpe bedenler, sadece Filistinli annelerin ümitlerini söndürmüyor, körüklediği kin ve nefretle dünya çocuklarının da hayallerini öldürüyor.

Yine bilinmelidir ki, sadece öldürenler değil, teşvik edenler ve hatta seyredenler de insanlığının vicdanından mahrum ediliyor, sonuçta biz inancımız gereği; orda ölenlere ölüler denmeyeceğini biliyoruz. Ve yaşananların da bizim insanlığımızı ortaya koyma sahnesi oluşturduğunu biliyoruz. Şuan burada olma sebebimiz de bu sahnede tarafımızı belli etme gayretidir.

Sağduyu ve sorumluluk sahibi olması gereken bir kadın politikacının bir bilim adamının buram buram ölüm, nefret ve soykırım kokan paylaşımlarımda bulunması, biz kadınların hayal kırıklığını bir kat daha arttırmıştır. Çünkü kadın, dünyaya hayat getiren, can taşıyandır. Girdiği yeri, sakinleştiren ve güzelleştirendir. Tüm Bunların ışığında, bu nefret suçunu işleyen İsrailli vekili, İsrailli bilim adamını ve İsrail hükümetini burada bulunan tüm katılımcılarla birlikte şiddetle kınıyoruz. Nefret söylemleriyle Filistinli kadınlara, çocuklara yönelik, katliam ve soykırım, devam ettiği müddetçe Bolulu hanımlar olarak Bu zulüme sessiz kalmayacağımızı, ortak olmayacağımızı bildiriyor ve şu dakikadan itibaren Filistinli çocukların kanı bulaşmış olan İsrail Menşeli hiçbir ürünü evlerimize sokmayarak, bu duyarlılığımızı harekete geçiriyoruz.

Biz Evin ekonomisinden sorumlu bayanlar olarak bir şişe koladan, bir diş macunundan, bir paket deterjandan ne çıkar demeksizin, İsrail tandanslı tüm markaları alışveriş listemizden çıkartıyor ve kamuoyunu da bu konuda duyarlı ve sorumlu olmaya davet ediyoruz.

Acıların yaşandığı tüm coğrafyalar, ve bilhassa Filistin de, oluşturulmuş açık hava hapishanesini, evlerimizde açık hava sineması halinde seyretmeye son vererek Bu Zulme bayanlar olarak sivil bir tepkide bulunmak istedik. Umut ediyorum ki, benim elimden ne geliyor diyen, duyarlı vatandaşlarımız, boykota katılarak idarecilerimiz, diplomasi sürecini en kısa sürede çözerek ve yerel yönetimlerimiz de vatandaşlarımızın yapacağı bu boykota katkı sağlayarak, kanayan yüreklerin susturulmasına, daha fazla çocuk ölmemesine, daha fazla anne ağlamamasına, yardımcı olur.

Sözlerime, Filistin Şifa hastanesinde gönüllü olarak görev yapan Norveçli profesör doktor Mads Gilbert’in sözleri ile son verir. “ kalbi ve gücü olan hiç kimse bir geden sonra, şifa hastanesinden Filistin halkına yönelik katliamı bitirmeye karar vermeden çıkamaz. Ama kalpsiz ve vicdansızlar hesaplarını yaptılar ve Gazze de ki katliamı planladırlar. Kan nehirleri bu akşam da akmaya devam edecek. Temizlikçiler bu gece de ölülerden arta kalanları süpürmeye devam edecek. Lütfen yapabileceğiniz her şeyi yapın, bu daha fazla süremez”

Haber Köroğlu


Editör: E. Candan